Emine Erdoğan: “Çevreyi Korumak Müslüman Olmanın Gereğidir”.

02 Ağu 2019

Emine Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “Sıfır Atık-Sıfır İsraf” projesinin tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, “Çevreyle olan ilişkimiz, her şeyden önce bir ahlak meselesidir. İslam'da çevreyi korumak, hayvanların hakkını gözetmek, israf etmeden tevazu ile yaşamak bir seçenek değil, Müslüman olmanın gereğidir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, himayelerinde başlatılan "Sıfır Atık” projesinin, Diyanet İşleri Başkanlığında "Sıfır Atık-Sıfır İsraf" temasıyla uygulanması çalışmalarına ilişkin düzenlenen tanıtım toplantısına katıldı.

Diyanet İşleri Başkanlığı Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın da hazır bulunduğu toplantıda, Emine Erdoğan bir konuşma yaptı.

“Sıfır Atık, Sıfır İsraf” sloganıyla yola çıkılan bu anlamlı girişim vesilesiyle toplantıda bulunmaktan duyduğu memnuniyeti ifade eden Emine Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı’nı bu konudaki gayretleri dolayısıyla tebrik etti.

“İSRAF ETMEDEN TEVAZU İLE YAŞAMAK, MÜSLÜMAN OLMANIN GEREĞİDİR”

İnsanın çevreyle olan ilişkisinin, her şeyden önce bir ahlak meselesi olduğunu belirten Emine Erdoğan, İslam’da çevreyi korumanın, hayvanların hakkını gözetmenin, israf etmeden tevazu ile yaşamanın bir seçenek değil, Müslüman olmanın gereği olduğunu vurguladı.

Emine Erdoğan, “Fakat ne yazık ki, tüm insanlığın olduğu gibi Müslümanların tabiatla imtihanı da hayli zor geçiyor. Her şeyden öte, insan doğanın parçası mı, yoksa efendisi mi? Bu konuda bir zihin karışıklığı içinde olduğumuzu görüyorum. Maalesef, eşref-i mahlûkat olmayı, tabiata tahakküm kuran efendi olmak ile karıştırdık” diye konuştu.

Gazete manşetlerinin, hayvanlara işkence konusundan geçilmediğine, su kaynaklarını yok olmasının doğurduğu sonuçlarla hesaplaşıldığına dikkat çeken Emine Erdoğan, “Oysa yaratılmış her zerrenin, Rabbini tesbih ettiği kâinatta, çevre ahlakı yüksek bir nezaket gerektirir. Ağaca su vermek, ağacın hakkını gözetmektir. Sulara zehirli atık atmamak, suyun hakkına riayettir. Enerji kaynaklarını doğru kullanmak, gelecek nesillerin hakkına saygıdır” sözlerine yer verdi.

“1 KİLOGRAM EKMEĞİN İSRAFI 1,6 LİTRE SUYUN DA İSRAFI DEMEKTİR”

İsraf meselesini şahsi tüketimlerin ötesinde, daha geniş anlamıyla görülebilmesi gerektiğini vurgulayan Emine Erdoğan, sözlerinin devamında şunları ekledi: “Ay sonunda elektrik, su, gaz faturalarımız düştüğünde, israftan kaçınmış olmuyoruz. 1 kilogram ekmeğin israfı, onu yapmak için kullanılan 1.6 litre suyun da israfı demek. 1 pamuklu tişörtün israfı, onun üretimi için harcanan 2 bin 700 litre suyun da israfı demek. Biz, sadece kendi çeşmemizden, ampulümüzden, soframızdan değil, yeryüzünde halife olmanın sorumluluğunu taşımaktan mesulüz. Afrikalı bir çocuğun, temiz su bulamadığı için maruz kaldığı hastalıkları, çocuklarımıza doğru anlatabilirsek, 1 dilim ekmeğin undan çok daha fazla anlamı olduğunu da kavratmış oluruz.”

Bu bilincin yerleşmesinde Diyanet İşleri Başkanlığı’na çok önemli görevler düştüğüne değinerek, camilerin yalnızca ibadethane değil, aynı zamanda ruhun ve zihnin ibadete hazır ve donanımlı hâle geldiği eğitim yuvaları olduğunu söyleyen Emine Erdoğan, “Çevre kirliliğinin ya da israfın sebeplerini sadece kimyasallarda, silahlanmada, kaynakların fütursuzca kullanımında arayamayız. Bunlar yalnızca hastalık belirtileridir. Bu koşulları oluşturan ve çevreyi yok olmakla burun buruna getiren sebepleri, zihniyette aramak gerekir. Şayet bizi özümüzle buluşturacak rafine Müslüman aklına geçişi başarmazsak, yalnızca hastalığın belirtilerini baskılamış oluruz” şeklinde konuştu.

“MODERN HAYATIN BİZE SUNDUĞU YAŞAM KÜLTÜRÜNÜ, İNANÇ VE DEĞERLERİMİZİN FİLTRESİNDEN GEÇİRMELİYİZ”

İslam’ın emir ve yasaklarına bakıldığında dünyadaki en büyük çevreci ekolün, en ateşli hayvan hakları savunucularının Müslümanların arasından çıkması gerekirken, İslam’ın çevre ahlakı için söylediklerinin uluslararası platformlarda henüz yeteri kadar gür seslendirilmediğini dile getiren Emine Erdoğan, “Umuyorum ki bu güzel projenin bir sonraki adımı, İslam’ın çevreci kimliğini uluslararası platformlarda tanıtmak olur” dedi.

Emine Erdoğan, şunları kaydetti: “Modern hayatın bize sunduğu yaşam kültürünü kendi inanç ve değerlerimizin filtresinden geçirmek durumundayız. Kendimize şimdi çeki düzen vermezsek, çocuklarımıza miras bıraktığımız yorgun ve tükenmiş dünya için verecek bir cevabımız olmayacak. ‘Rahmân’ın kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir’ diyor ayet-i kerime. O hâlde, vakar ve tevazuumuzun ölçüsü, yeryüzündeki bu yürüyüşte ne kadar az karbon ayak izi bırakmamızla yakından ilgilidir.”

Konuşmasını “Sıfır Atık, Sıfır İsraf” girişiminin, topluma yeni bir bilinç aşısı olması ve hayırlı neticeler vermesi temennisiyle tamamlayan Emine Erdoğan’a Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, tarafından günün anısına bir tablo hediye edildi.